İş hayatında en kısa zaman dilimi içinde, en iyi zamanlamayı yaparak, en iyi sonucu elde edebilmek çok zordur. Finansal piyasalarda Teknik Analiz yöntemini kullanarak en iyi zamanlamayı yaparak en kısa zaman dilim içinde en iyi sonucu elde etmek mümkün olabilir mi? İyi bir Teknik Analizciysek “ne kadar çok zamanımız olursa, o kadar fazla getiri elde ederiz” demek yanlış olmayacaktır. Kısacası Teknik Analiz yöntemi zamana karşı yarışta en iyi yöntemdir. Zamanında, en iyi sonucu, en kısa sürede yakalamaktır, zamanlama her şeydir.
Finansal piyasalarda bir pozisyonu açtıktan en kısa süre sonunda kar edebiliyorsak, bu büyük bir başarıdır. Başarılı pozisyon açmak ve kapatma zaman aralığımız ne kadar kısa ise o kadar çok para kazanırız diyebiliriz.
Bunu da ancak Teknik Analiz ile yapmak mümkündür.
Öncelikle yatırımcı veya uzman profilini bilmelidir.
Yatırımcı hangi vadeci olduğunu bilirse en büyük sorun çözülmüş demektir.
Günlük trade mi (Alım-Satım) yapıyorsunuz? O zaman bir gün içinde piyasalarda oluşan en ufak fiyat hareketini bile çok ama çok yakından izlemelisiniz.
Gün içinde işlem yapıyorsanız, öncelikle grafiklerinizi 5 dakikalık periyotlardan 20 dakikalık, 60 dakikalık, 2 saatlik ve 1 seanslık grafıklerin ne durumda olduğunu görerek hareket etmelisiniz. Grafik görüntülerinizi bu periyotlara göre ayarlamalısınız.
Eğer ‘ben alıp beklerim, uzun vadeciyim’ derseniz onun için dahi bir zaman aralığı ve grafik düzeni vardır. Ama ‘Warren Buffet uzun vadede alıp kazanmış’ diyerek 2, 3, hatta 5 yıl beklerim ama para kazanırım derseniz, yanılabilirsiniz. Girişte de belirtildiği gibi her şey zamanlamadır.
Örneğin, 2000 yılında BIST 100 endeksinden bir hisse alıp kenara attıysanız hisseniz ancak 4.5 yıl hatta 5 yıl sonra aldığınız maliyet noktanıza gelmiştir. Yani kısacası 4.5-5 yıl bekleyip kar edemedeğinizde uzun vadeli yatırım demek yanlış olacaktır.
Başka bir örnek daha vermek gerekirse, 2003 yılı ortalarında hisse senedine yatırım yapan birinin 1.5 yıl sonunda yüzde 100 para kazanmış olduğunu görmekteyiz. “Peki biz en iyi zamanlamayı nasıl yapabiliriz?” diye sorduğumuzda, Teknik Analiz bu sorunun cevabını verebilecek en iyi yöntem olarak karşımıza çıkmaktadır.
Finansal piyasalarda fiyatlarda ya da işlem miktarında meydana gelen değişmelerin grafiklerin oluşturduğu şekillerle (formasyonlar) açıklanması ve trendlerin son durumu ile geleceğe yönelik trend belirleme aracıdır, diyebiliriz.
Teknik Analiz, yalnızca fiyat hareketlerinin dikkate alındığı bir analiz yöntemidir.
Geçmişi ise, 1700’lü yıllarda Japon pirinç tacirlerinin günlük pirinç alış satışlarını bir düzen içinde işlemleri ile ortaya çıkmıştır.
Adeta günlük işleyen hareketlilikte alış-satış, hacim-günün en düşük fiyat seviyesi, en yüksek fiyat seviyesi ve günün kapanışı olarak belirlemeleri bugunkü Teknik Analizin ilk temellerini oluşturmuştur.
Tabi ki günlük oluşan bu fiyat hareketlerinin raporları sonradan kağıda çizgisel bir biçimde dönüştürmeleri neticesinde ilk Teknik Analiz, grafikler ortaya çıkmış ve sonucunda 1900’lü yılların başında ABD’li Charles Dow bu çizgisel grafikleri bir düzene koyarak Dow teorisini çıkartmış ve ardından bu fiyat hareketlerinden trendleri çıkartmıştır.
Teknik Analiz şirketlerin bilançolarını diğer finansal enstürmanların, Paritelerin, Tahvillerin, Emtiaların, temel gerekçelerinin neler olduğu veya değiştiğini ya da ekonomik verilerin ne yöne gittiğini dikkate almaz ve zaman zamanda önemli olmadığını işleyişi içinde isabetli tahminleri ile kanıtlamaya çalışır. Tabi ki amacı bu değildir, amacı tamamen piyasa fiyatlamalarından ve dalgalanmalardan faydalanmak ve kazanç sağlamaktır.
Biraz bu bakış açısı diğer anali yöntemlerini dikkate almamak ve dışlamak gibi gözükse de her analiz yönteminin kendine has özellikleri, kriterleri vardır ve kanıtlanmıştır.
Wall Street Journal’ın ilk editörü olan Charles Dow’un düşünceleri modern Teknik Analiz temellidir. Bu düşüncelerin temelinde 3 ana fikir yatmaktadır:
Çünkü zaten trendleri oluşturan güç, temel gerekçeler, grafiklere trend olarak yansır der. Bir yerde arz veya talebin yansıması grafiklerde kendini göstermektedir. Teknik Analize göre bu veriler trend ve formasyonlar olarak yansır. Teknik analist ise bu durumdan çıkarımlar yaparak bir şeylerin olacağını, olmakta olduğunu veya olduğunu gördüğünü söyler. Fiyatlar oluşma aşamasındayken grafik ve fiyat hareketleri ile söyler.
Her bir fiyat dalgalanmasının bir anlamı ve bir temel gerekçesi mutlaka vardır, ama teknik bu nedenlere bakmaz, asıl Teknik Analizin içinde bulunduğu durumun neyi ifade ettiğini, trendin durumunu ve trendin bir sonraki adımını yüksek yüzde ile belirlemeye çalışır.
Bu nedenle Teknik Analiz Temel Analizin her zaman ne yapmak istediğini çizgilerin (grafiklerin) hareketlerinde, trendlerinde ve o trend hareketinden o anda faydalanmak için arar. Fiyat hareketini sorgular veya trendin içinde olarak ‘neden yükseldi, neden düştü?’ demez. Sadece fiyat hareketinden faydalanmaya çalışır. Tabii ki finansal piyasalarda yatırımları olanlar, para kazanmak için mi bulunurlar, yoksa macera aramak için mi? Çoğunlukla maalesef yatırımcılar farkına varmadan, bilinç altında macera aradıklarının farkına, birikimlerini kaybettiklerinde varırlar.
Teknik analistin tüm dikkati, fiyat hareketlerine, trendlere, senedin arz ve talebi ile grafiklere odaklanmıştır. Şirketin (borsa), emtianın (reel sektör), ülkenin (pariteler) temel gerekçeleri değil fiyat hareketleri ve trendleri, performansları önemlidir.
Her ne kadar bir falcılıkmış havası estirilse de, bir çeşit kehanetmiş gibi bakılıyor olsa da, Teknik Analiz aslında olacak olanı diğer araştırma yöntemlerinden çok, yüksek yüzde ile söyler. İyi bir Teknik Analiz zaten bunu söylemelidir.
Teknik Analiz, aynı zamanda geçmiş veriyi, bugün olmakta olanı yorumlayarak olası gelecekleri tahmin etmeye çalışmaktadır.
Ülkemizde ve dünyada en çok çubuk (bar charts) grafikler kullanılarak Teknik Analiz yapılmaktadır. Çubuk grafikler; senedin gün içinde gördüğü en yüksek ve en düşük alım satım fiyatı ile kapanış fiyatını ve ortalamasını içeren günlük çizilen çubukların bir araya gelmesi ile oluşur.
Fiyat grafiklerinde oluşan yükselen ve alçalan fiyatların takibine dayanan yöntemdir.
Yükselen Akım (Yükselen Trend)
Öncelikle doğru olan iki dip tespit edilmelidir.
Bu dipleri destekler bir önceki fiyat dalgalanmasının neyi bize işaret ettiği çok önemlidir. Formasyolar, dip formasyonları, Akümilasyon toplama safhası çok önemli indikatör olacaktır. Yani bir önceki fiyata dalgalanması neyse, bir sonrakini tahmin etmemiz işimizi kolaylaştıracaktır.
Fiyat hareketlerinin tespiti için yükselen trendde ilk dip ve yükselen trend çizmek için ikinci dip ama ikinci dip birinci dip üzerinde olmalıdır. (Yukarıda ifade ettiğimiz üzere bir formasyon tespiti işimizi ve tahminimizi oldukça yükseltecektir.)
Fiyat dalgalanması sonucu düşüyorsa ancak önceki dip üzerinde kalıyorsa, destek bölgesinden geri dönüp yükselmeye başlıyorsa, yükseliş trendinin - akımının sürdüğü bellidir zaten.
Yükselen trend tespitinde ilk olarak dip sürecini bulmak önemlidir. Dip sürecinde çok önemli dönüş formasyonları dikkat çeker.
Yükselen trend başlangıç aşamasında ilk olarak,
Çift dip formasyonu
Ters omuz baş omuz formasyonu
Yassı taban formasyonu
Üçlü dip formasyonu
Çanak formasyonu
Bu formasyonların yukarı geçilmesi ile yükselen trend başlamıştır artık. Akım trend çizgileri tespit edildikten sonra diplerin oluştuğu bölgelerde almak, zirvelerin yapıldığı yerlerde ise satmak doğru karar olacaktır.
Düşüş Trendi Akımı
Fiyatlar sürekli bir şekilde aşağı doğru dalgalanır. Arada sırada küçük yükselişler olsa bile genel akım aşağı doğrudur. Satış fırsat formasyonu tespit ettiyseniz bulursunuz, akımda tepe noktaları birbirinden aşağıda oluşur (en son tepe aşağıdadır).
Düşüş trendi başlangıç aşaması,
Çift tepe
Omuz baş omuz
Akım Devamlılık Formasyonları
Yükselen trend içinde diplerde oluşan formasyonların ardından yükseliş başlamıştır ve akabinde grafiklerde yükselen akımın (trendin) devam edeceğini gösteren fiyatlamalar, formasyonlar oluşur ve bu tespit gerçekten her teknik analistin bildiği ve bilmesi gereken yarı yol içinde bulunulan trendin akımının ne olacağını gösteren formasyonlardır (şekillerdir).
Yükselen trendin devam edeceğine dair işaretler,
Alçalan trendlerde akımın devamını işaret eden devamlılık formasyonları ise
Enstrümanın fiyat hareketlerini esas alarak geliştirilmiş göstergelerdir. Aslında fiyat ne ise yardımcı gösterge de sonradan ayak uydurur. Kısacası, fiyat ne ise İndikatör de odur. Çok fazla İndikatör kullanmak iyi birşey değildir daha çok kafa karıştırabilir. Tabi ki size en çok uyan yardımcı göstergeyi en fazla 2-3 tane olmak üzere belirledikten sonra daha isabetli işlemler ve başarılı işler yaptığınızı göreceksiniz.
Yalnız, yatırım yapılan enstrümanın uyumu için zirveler ve diplerin oluştuğu seviyeler, grafikte üstte fiyat ile uyumlu olup olmadığı önemlidir. Uyumsuz ise hangi trend içindeyse olumlu veya olumsuz uyumsuzluk olarak tespit edilir ve buna göre yükselişin gerçek olup olmadığı tespit edilir. Yatırım buna göre yapılır veya satılır. Grafiklerde bolca değinmeye çalıştık.
Diğeri ise yükselen veya düşen trendin gücü konusunda bize en önemli ipucunu momentum verir, adeta hissenin trendinin gücünü yanstır.
Daha 70’e yakın İndikatör vardır ancak bunlarda temel prensip hemen hemen aynıdır. Bu nedenle işlem hacmi indikatöre zirvelerin ve diplerin aynı zamanda formasyonların son aşamalarının tespitinde işlem hacmi indikatörü önemli yer tutar.
Bir de Average True Range (Ortalama Günlük Salınım Aralığı) günlük yüzde aralığı önemlidir.
Piyasalar normal şartlarda hemen hemen belli yüzdelerde bindelerde hareket etmektedirler, normal piyasa şartları içinde isabetli tahmin yaparken bu aralıkları bilmek bize çok önemli avantaj getirecektir. Aşırı dalgalanmalarda dahi nereden alış nereden satış gelebileceğini gösterebilir.
İniş veya çıkış akımları değişmek üzere olup olmadığına ve akımın sürekliliği içinde destek ve direnç noktalarının nerelerde oluşabileceğine dair bilgi veren bir yöntemdir. Hisse senedi fiyatlarının belli bir süre içinde aldığı değerlerin toplanıp gün sayısına bölünmesi ile elde edilir. Hareketli denmesinin nedeni ise hesaplanması için eklenen her yeni güne karşılık en eski günün fiyatının devreden çıkarılması veya etkisinin azalmasıdır. Son birkaç günlük fiyatın belli gün sayısına göre hesaplanmış bir hareketli ortalama ile karşılaştırılması fiyatların akım içindeki hareketleri hakkında önemli ipuçları verir.
MACD indikatörü esas olarak trendleri yani fiyatlarda oluşan çıkış veya iniş akımlarını inceler. Grafikler üzerinde iki hareketli ortalama uygulanır. Hareketli ortalamalar arasındaki ilişkiler incelenir. Bu ilişkilere göre al veya sat kararları verilir.
RSI, çoğunlukla 70 ile 30 değerleri arasında hareket eder. 70'in üzerinden aşağı inerken sat komutu oluşur. Fiyat ile indikatör arasındaki uyum gerçek trendin ne olduğunu bize gösterir. Kısacası her iki götergede uyumlu olmalıdır uyumsuzluk işlerin iyi veya kötü gittiğine işarettir.
Fibonacci sayıları kullanılarak yapılan bir analiz yöntemidir. Destek ve direnç noktalarını belirlemek için kullanılır.
Fibonacci adında İtalyan bir matematikçi 11.yy'da bir sayı sistemi geliştirmiştir. Bu sayılar; 1,1,2,3,5,8,13,21,34,55.... diye sonsuza kadar gider. İlk iki sayı 1 olarak yazıldıktan sonra, bir sonraki sayı bir önceki sayı ile toplanır.
Bu kural sürekli uygulanarak yeni sayılar oluşturulur. Sayılar arasında ilginç bağlantılar vardır. Bu ilginç bağlantılara sahip sayılar kullanılarak Fibonacci yayları, Fibonacci yelpazeleri ve Fibonacci geri dönüş çizgileri elde edilir. Bu çalışmaların
temel amacı gelecekte oluşacak destek ve direnç noktalarını tam olarak belirlemektir.
Ralph Elliot tarafından Fibonacci sayıları kullanılarak geliştirilmiş bir yöntemdir. Fiyat dalgalanmalarını belirlemek için kullanılır. Temel olarak senetlerdeki fiyat dalgalanmalarının 5 dalga yükseliş ve 3 dalga düşüş veya tam tersi 5 dalga düşüş ve 3 dalga yükseliş şeklinde olduğu teorisinden hareket eder. Eğer bu dalgaların ritmi doğru şekilde yakalanırsa önemli tahminler yapmak mümkün olur. Oldukça kompleks bir yöntemdir. Üzerinde çalışmak için Tekniz Analize epey gönül vermiş olmak gerekir.